Geçtiğimiz haftasonu bir haftasonu kaçamağı yapıp Bosna Hersek'e gittik. Açıkçası Türkiye'ye hem coğrafi hem de kültürel olarak çok yakın olması, vize istememesi gibi sebepler Bosna Hersek'i oldukça gidilebilir bir destinasyon kılıyor. Ankara'dan İstanbul aktarmalı olarak Saray Bosna'ya gittik. THY'nin Sabiha Gökçen'den kalkan uçuşu ile yolculuğumuz yaklaşık 1,5 saat sürdü.
Havaalanı oldukça küçük ve şehrin geri kalanında da birazda değineceğim gibi eski görünümlü. Butmir Havaalanı, şehire yaklaşık 12-13 km mesafede. Ulaşım için ise havaalanından taksi dışında bir imkan yok. Taksiler 20€ civarı bir fiyata merkeze, Başçarşı'ya götürüyorlar. Ucuz yollu bir haftasonu kaçamağı yapmak istememizden ve biraz da şehri yaşama hevesimizden ötürü kendimize ikinci bir opsiyon yarattık. Havaalanından 10 dakika yürüme mesafesinde 103 ve E31 numaralı hatların geçtiği otobüs durakları var (Mercator'un yanında). Bu otobüsler şehir merkezine gidiyorlar. Ücreti direkt şoföre verirseniz 1,8 KM (Konvertible Marka-Bam), büfelerden bilet alırsanız 1,6. Bu arada gittiğimiz zaman dövizler oranları şu şekildeydi: 1KM -> 0,5€ -> 1,5 TL. Yani oldukça ucuz bir tercih oldu. Çok sıcak bir otobüste tıka basa gittik belki ama o 90'lardan kalma havayı tam anlamıyla soluduk diyebilirim. Daha rahat okunabilmesi adına madde madde devam edeceğim. Önce Saraybosna:
Konaklama
Başçarşı'nın 100 metre ilerisinde, oldukça merkezi bir lokasyonda bulunan Motel Mejdan'da kaldık. Oldukça memnun kaldık. Çok uygun bir fiyata, 24 saat sıcak su, televizyon, kahvaltı, tertemiz nevresimler, ilgili bir resepsiyon ve ücretsiz Wi-Fi sahibi olduk. Gitmeyi düşünen ve çok fazla kalite düşkünü olmayanlar için 10 üzerinden 10 diyebilirim. Zaten Saraybosna'da öyle aman aman lüks otel falan da yok haberiniz olsun :)
Ulaşım
Havaalanından merkeze varış sürecinden bahsettim. 103 numaralı hat sizi su kanalının biraz ilerisinde indiriyor. Merkeze biraz yürümeniz gerekebilir ama keyifli oluyor. E31 ise direkt Başçarşı durağında indiriyor sizi, bu da ikinci alternatif. Şehir içi ulaşımda troleybüs, tramvay ve otobüs kullanılıyor. Ücretler, taşıt içerisinde ödenirse 1,8 KM, biletler büfelerden alınırsa 1,6 KM. Mesafeler ise, şehir merkezi-havaalanı 12 km, şehir merkezi merkez gar ve otogar arası 3-4 km şeklinde. Yani oldukça küçük bir şehirden bahsediyoruz. Burada, Saraybosna'ya gelip Mostar'a gitmek isteyenler için de bir kaç opsiyondan bahsedeyim. Tren kullanmak isterseniz seferler Saraybosna-Mostar 07:00, Mostar-Saraybosna 19:00 şeklinde. Fiyatlarını bilmiyorum fakat otobüsten daha ucuz. Biz otobüs kullanarak gittik Mostar'a. Gidiş dönüş bilet almak istediğinizde, her saatteki otobüse binemiyorsunuz, böyle enteresan bir durum var. Farklı saatlerde gidebilirisiniz. Sabah 09:00 ve 11:30'da otobüs var. Yolculuk otobüsle 2 buçuk saat sürüyor ve yollar biraz virajlı. Fakat böylesine yeşil bir doğa görmemiş olabilirisiniz daha önce, manzaralar inanılmaz. Bir daha imkanım olsa sırf bu sebepten trenle giderdim. Dönüş otobüsü saati ise en geç saat 18:30'da. Gidiş geliş 29,5 KM verdik kişi başı.
Yeme-İçme
Her şehrin, ülkenin olduğu gibi Saraybosna'da da meşhur bir yemek var, Ćevapčići ya da Cevapi. Pide arasında verilen bir köfte ve yanında soğan şeklinde geliyor yemek. Damak tadımıza oldukça uygun ve bizden bir yemek. Yemeden dönmeyin. Söylememe bile gerek yok sanırım, Boşnak Böreği de kesinlikle yenilmesi gerekenler arasında. Diğer yemekler de yine bizden gitme yemekler. Her yerde dönerci bulmanız mümkün. Dönerleri fena değil. Dönercilerin önündeki banklara oturup, sokağa dönüp dönerinizi yemek oldukça keyifli. Bir de Türk kahvesi olayı var. Aslında Boşnak kahvesi diyolar fakat bildiğin Türk kafvesi işte :) Burada çok meşhur ve herkes içiyor. Sadece sunuşu biraz farklı. Cezveniz tepsi üzerinde geliyor, şekerini içine atıp karıştırıp siz koyuyorsunuz fincanınıza. Kahve dışında ekstra değişik bir içecek yok. Yiyecek olarak değişik başka birşey ise kurutlmuş et. Kuru et, pastırma olarak geçiyor. Katedralin hemen yanında bulunan kapalı bir et ve süt pazarı var Gratzka Trznika adında. Buradan et alabilir ve bozulmaması için vakumlatabilirsiniz. Edam peyniri seviyorsanız burada çok ucuz. Türkiye'de kilosu 70 TL civarıyken burada 20 TL civarı. Ben yarım kilosunu bozulmadan getirebilirdim. Katedralin orada bulunan pizzacıda çok ucuza güzel pizza yiyebilirsiniz. Sahibiyle Türkçe muhabbet edebilirsiniz. Yiyecek olarak son tavsiyem ise kesinlikle taze frambuaz yiyin efendim :)
Başçarşı
Saraybosna'nın merkezi burası. Orijinal İsmi, garip harflerle yazılıyor fakat özünde Başçarşı işte :) Tüm atraksiyon burada. Kalabalık turist grupları burada toplanıyor. Burayı, meşhur çeşmesinden tanıyabilirsiniz. Herkesin uğrak noktası Bakırcılar çarşısı, hediyelik eşya satan yerler, yemek yenebilecek restoranlar, cafeler, barlar, hepsi burada. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Boşnaklar, Sırplar hepsi bir arada yaşıyorlar ve her türden insan görmek mümkün burada. Merkezdeki meşhur caminin avlusunda Kur'an okunuyor. Turistler buraya büyük ilgi gösteriyorlar. 200 metre ileride şehrin en büyük katedrali bulunuyor. Özellikle Türklere hitap eden kahve içilebilecek yerlerin sayısı oldukça fazla. Başçarşı'dan şehir merkezine doğru yürüdüğünüzde ise sağlı sollu mağazaların olduğu sokaklar var. Ayrıca Başçarşı'nın hemen yakınındaki kanalın üzerinde Latin Köprüsü bulunuyor. Görmeden gelmeyin. Miamari olarak pek bir şeyi yok fakat 1. Dünya Savaşı'nı başlatan meşhur Ferdinand suikasti bu köprü üzerinde gerçekleştirilmiş.
Vječna Vatra - Sonsuz Ateş
Sonsuz Ateş, II. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybedenler anısına 1946'da yakılmış ve hiç söndürülmemiş bir ateş. Sanıyorum bir kere sabote edilmiş, sonrasında hemen geri yakılmış. Buraya, Başçarşı'dan yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Pazar Yeri
Her gün kurulan bu pazarda gezebilir, taze meyve sebze alabilirsiniz. Özellikle bizim buralarda pek satılmayan formatta taze frambuaz almanızı tavsiye ederim :) Bu pazarın hemen arka tarafında, şehrin muhtelif bir çok yerinde olduğu gibi insan isimleri görülmekte. Bu isimler, kuşatma esnasında bu noktada sırplar tarafından öldürülen insanların isimleri. Kuşatma kısmını en sonra saklıyorum, yeniden değineceğim.
Kuşatma
Bir çok kişinin bildiği üzere 90'lı yılların başında Saraybosna büyük bir sırp kuşatması altında kaldı. Çok yakın tarihte gerçekleşen bu olay şehrin her yerinde buram buram kokuyor. Boşnaklar, bu katliamın unutulmaması için özellikle bir çok noktada binaları o zamandaki gibi bırakıp, üzerlerindeki mermi izlerini tamir etmemişler. Şehrin bir çok yerinde, yerlerde kırmızı boyalar görebilirsiniz. Bunlar, o noktalara düşen bombaların açtığı deliklerin kanla dolduğunu simgeleyen birer yapıt. Olayın tarihine biraz hakim olduğunuzda böyle bir zulmün nasıl yapılacağını aklını almıyor inanın. Saraybosna hala ufak bir kasaba görünümünde. Bunun başlıca sebebi de savaş ve kuşatma. Parklar, şehrin muhtelif yerleri mezarlık dolu. Sırplar, psikolojik olarak savaşı kazanmak adına her türlü acımasızlığı yapmışlar. İnsanlara yapılan zulmün yanında kütüphane yakma gibi, tarih yok edici eylemleri de var. Her yerde ölen insanların, çocukların isimleri var. Saraybosna seyahati zaten turistik bir geziden ziyade canlı bir belgesel gibi geliyor insana. Bu belgeseli daha derinden yaşamak istiyorsanız Savaş müzesine kesinlikle uğramanız lazım. Otogar ve merkez garın çok yakınında bulunan bu müzeye 1,5 saat ayırıp o bölgedeyken burayı gezebilirsiniz ve gezmelisiniz. Müzede size eşlik eden herhangi bir rehber vs. yok. Savaşın tüm çıplaklığı gözler önüne serilmiş. Dokümanlar, videolar, savaştan kalma eşyalar, hepsi orada. Zaten müze girişinde de yorumun tamamen ziyaretçilere bırakıldığına dair ibareler var. Bir çok insanın yüreğinin kaldıramayacağı görüntüler var peşinen söyleyeyim.
Müze sonrası ikinci olarak gezilmesi gereken yer ise "Umut Tüneli". Bu tünel, kuşatma altındaki Boşnak'ların, Sırp keskin nişancılarına hedef olmadan şehre erzak ve mühimmat getirilebilmesi için 4 ayda yapılmış 800 metre uzunluğunda bir tünel. Tünel 1,5 metre yüksekliğinde ve 1 metre genişliğinde. Yüzbinlerce insanın bu tünel sayesinde hayatta kaldığı belirtiliyor. Tünel, Butmir Havaalanı'nın tam altından geçiyor. Artık müzeye çevrilmiş ve güvenlik sebebiyle 780 metrelik kısmı çökertilmiş. Yanlışlıkla tünelin çökük kısmının girişine vardığımızda orada bekleyen çakal fakat şirin Boşnak amcanın arabasına atladık ve müzenin asıl girişine gittik. Anladığım kadarıyla adamın geçim kaynağı bu. Korkmadan arabasına binebilirsiniz keza taksi olmadan tünelin girişine ulaşmak çok zor. Bir diğer enteresan olay ise tünele giderken kısa bir süreliğine Sırbistan topraklarına giriyorsunuz. Google Maps'den araştırabilirsiniz. Tünel Müzesi'nde kuşatmayı ve tünelin tarihini anlatan kısa bir video var. Sıkılmadan izleyin. Bize bir de savaşı anlatan Boşnak bir rehber denk geldi orada ki, dinle dinle doyamadık. Dinledikçe üzüldük. Bu olayları yaşayandan dinlemek bir ayrı oluyormuş.
Saraybosna'ya kadar gitmişken Mostar'a uğramamak olmaz tabi. Mostar'a 2 buçuk saatlik bir otobüs yolculuğu sonrası vardık. Otogardan yürüyerek 10 dakikada meşhur köprüye ulaşabiliyorsunuz. Açıkçası köprü dışında çok da bir olayı yok ama köprü muhteşem. Köprünün şevresi de çok canlı. Köprünün altına inip ayağınızı buz gibi sulara sokabilir, köprü kenarındaki kafelerde çayınızı, kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Eskiden bir güç gösterisi olan köprüden atlama merasimi artık yerini turist eğlencesine bırakmış. Köprü üzerinde turistlerden para toplayıp köprüden atlayan tipler var. Biz oradayken bir kaç kere yetlendiler fakat şov yapıp atlamadılar. Biz de sıkıldık ve döndük. Burada daha fazla vakit geçirmek isteyenler için köprü müzesi ve bir kaç cami var. Benim için Mostar'ı özetlersek, enfes bir doğaya sahip gidiş yolu, köprü, köprü kenarından dinlenme ve hediyelik eşya diyebirilim.
Evet, umarım işinize yarayacak bilgiler de vermişimdir. Herkesin dediği gibi Bosna Hersek'de yoğun bir Türk ve Osmanlı esintisi var doğru fakat herkesin dediği gibi öyle millet Türkçe falat konuşmuyor peşinen söyleyeyim, ben çok nadir denk geldim. Herşeye rağmen tam bir haftasonu kaçamağı yapılacak yer efendim. Gidin, görün, savaşın izlerine tanıklık edin, kendinizi kötü ve sonrasında şanslı hissedin, Boşnakları takdir edin. Savaş gibi saçma sapan şeyler isterken bir daha düşünün...
( Bosna Hersek, Saraybosna, Mostar, kuşatma, savaş, cevapçi, Boşnak Böreği, tatil)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder