13 Eylül 2019 Cuma

Bali - Ağustos 2019



Yaz mevsimini geride bıraktığımız şu günlerde, yazdan kalma bir seyahat yazısı daha yazmak istedim. Bu seferki istikamet Bali, Endonezya olacak.

Endonezya, Hint Okyanusu'nun doğusunda yer alan bir adalar ülkesi aslında. Başkenti Jakarta olan ülke, ne yazık ki büyük bir yıkım yaşatan tsunamisiyle, kahvesiyle meşhur Sumatra ve Java adalarıyla, ejderiyle meşhur Komodo adasıyla ve tabi ki cennet adası Bali ile bilinmektedir.

Bali, ülkenin güney yarı küredeki kısmında kalıyor ve Avrupa'dan burada gelmek biraz zor. Geçtiğimiz yıla kadar Moskova, Dubai ya da Doha aktarmalı gitmeniz gerekiyordu. Bayrak taşıyıcı markamız Türk Hava Yolları sayesinde 17 Temmuz 2019 tarihi itibariyle İstanbul'dan 13 saatlik direkt Bali (Denpasar) seferleri günlük olarak başlamış bulunuyor 👍. Biraz da bu nedenle, çok fazla kişinin gidemediği Bali'nin ismini önümüzdeki yıllarda daha çok duymamız olası.

ÖNEMLİ NOT: Bu seyahatim öncesinde kendime çooook detaylı bir rehber hazırlamıştım. Tamamını buraya koymamın imkanı yok o nedenle özet olarak bu sayfada bilgi vereceğim. Fakat sayfanın sonunda kendim için hazırladığım bu rehberin linkini de payalaşacağım. Bu rehberde, bahsettiğim tüm yerlerin interaktif haritada yerleri de olacak. İddialı konuşmak istemem fakat bahsettiğim rehberi indirip çıktı alıp Bali uçağında okuyun ve seyahate %100 harız olun :) O kadar güzel bir rehber oldu. Bunun yanında sorularınız olursa yorum bölümüne yazmanı durumunda elimden geldiği kadar yardımcı olmak isterim. Şimdi gelelim Bali'ye....


BALİ

Bulunduğu meridyen sebebiyle gece-gündüz hava sıcaklığı farkı çok olmuyor ve sıcaklık 25 derece civarında oluyor fakat mevsimine göre ciddi bir neme hazırlıklı olun. İki mevsim olan Bali'de Ekim - Nisan arası yağışlı, Mayıs - Eylül arası ise kuru mevsim olarak geçiyor. Gerek daha çok gezme imkanı sağlaması, gerekse kuzey yarı küredeki insanların yaz tatiline denk gelmesi sebebiyle adanın en yoğun dönemi Haziran - Ağustos arası oluyor. Kuru mevsimin bizim tatil dönemlerimize uygun olması, artık direkt uçuş olmasının yanı sıra Endonezya'nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından 30 güne kadar vize istememesi de bir diğer tercih sebebi. Avrupa'ya göre maddi açıdan hala bize uygun olan Bali, ne yazık ki 2017 yılıyla kıyaslarsak iki katı pahalanmış durumda. Bunda, hem adanın popülaritesinin artması hem de Türk Lirası'nın değer kaydı etkili oldu tabi. Sembolü IDR olan para birimi Endonezya Rupisi olarak geçiyor ve 2019 yazı itibariyle 100.000 IDR = 41 TL gibi düşünebilirsiniz. Bali, Türkiye'den 5 saat ileride bu arada.


İNANIŞ

Endonezya'nın nüfusunun büyük bölümünün Müslüman olmasına rağmen, Bali'deki genel inanış %85 civarı bir oranla Hinduizm. Zaten en azından resimlere bakmışsanız göreceksiniz ki adanın mistik anlamda bu kadar meşhur olmasının başlıca sebebi de bu. Tropik kuşakta yer aldığı için bazı bölümlerinin yemyeşil bir bitki örtüsü ile kaplı olmasının yanında Hinduizm inancının getirisi olan tapınaklar bu adayı asıl cazibe merkezi yapan unsur diyebilirim. Bu inanca göre birden çok tanrı bulunuyor ve her bir tanrının belli rolleri var.

Çok çok kısa bir özet isteyenler için adanın her yerinde üç başlı bir heykel göreceksiniz. Trimurti adı verilen bu üçlü ilah grubu. Bu üç tanrıdan Brahma yaratıcı, Vishnu koruyucu ve Shiva yok edicidir. Bir de bol bol fil silüetli bir tanrı göreceksiniz. Shiva'nın oğlu olan bu tanrı Ganesha'dır. Burada konuyla ilgili çok fazla detaya girmeyeceğim ama Bali'ye gitmeden önce kesinlikle okumanız gereken bir yazıyı da buraya ekleyeyim. Kısa olarak, bu inanca ait detaylardan bahsedilen çok güzel bir yazı olmuş:

https://gezimanya.com/Yazilar/tanrilarin-adasi-bali-bolum-1-hindu-tanrilari-ve-tanricalari

Din, Bali'de hayatın oldukça içinde bulunuyor. Her bir evin, klanın, şehrin bir tapınağı var. Evet her bir evin tapınağı var! Bunların bazısı evin önündeki küçük bir taş yapı şeklindeyken bazısı da gerçekten ihtişamlı yapıda olabiliyor. Maddi durumu ne olursa olsun, Balililer, her sabah, tanrılara olan minnetlerinin bir ifadesi olarak ve kötülüklerden korunmak için bu tapınaklarına ya da evlerinin önüne "sunak" dedikleri küçük tepsiler bırakıyorlar. Bu tepsilerde muz yaprağı, kraker, şeker, tütsü gibi şeyler bulunuyor. Adada her yerde göreceksiniz bunları, gezerken saygı gösterip üzerlerine basmayın yeter ;)

Kısa bilgilendirme sonrası artık daha çok ilgi çeken bölüme gelelim. Bali'ye neden gidiyoruz? Bali'de ne yapılır? Bali'de yapılması gereken çok net aktiviteler var. Bunlar kişiden kişiye tercih meselesi olan aktiviteler elbette. Kolaylık olması açısından ben bunları ayrı başlıklar altında toplayacağım, siz hangisini isterseniz yoğunluğu oraya verebilirsiniz. Önce Bali'nin bölgelerinden, sonrasında da yapılacak aktivitelerden bahsedeceğim.


BÖLGELER

Bizim de gittiğimiz ve çoğu kişi için adanın en önemli üç bölgesi Seminyak, Ubud ve Nusa Dua olacaktır. Farklı tatil beklentileri için çok farklı bölgeler var tabi. Örneğin daha bakir bir coğrafya görmek istiyorsanız Gili Adaları ya da dalış odaklı bir tatil istiyorsanız Nusa Penida, Lombok gibi yerlere de bakabilirsiniz. Ben sadece yazdığım üç yerden bahsedeceğim.

Seminyak

Bali'deki havalimanı Denpasar'da bulunuyor ki burası Seminyak ile yan yana. Seminyak adanın batı yakasında bulunuyor ve daha çok hareketli bir tatil tercih edenler için düşünülecek bir yer. Bizdeki Bodrum merkez gibi hayal edebilirsiniz. Tabi ki o kadar küçük değil burası. Yürüme mesafesinde ya da taksiyle çok yakın Canggu, Legian, Kuta gibi yerler duyacaksınız. Kuta, daha çok sörfçülerin ve "Ben hareketi severim, yorulmam, sabahlara kadar içki ve kop kop" diyenlerin mekanı. Canggu biraz daha kuzeyde kalıyor ve kısmen sakin. Legian ise Kuta ve Seminyak arasında kalan bölgeye verilen ad. Seminyak'da uçsuz bucaksız sahillerde yürüyebilir, devasa dalgalarda sörf yapabilir, meşhur beach clublara gidip gününüzü oralarda geçirebilirsiniz. Sahilde gün batımı gerçekten çok güzel ve atlanmaması gereken bir detay. Yeme içme olarak çeşit sonsuz. Çok fazla mekan var. Dikkat etmeniz gereken bir nokta ise ciddi bir trafik olabilir. Her yer yakın gibi gözüküyor fakat çıkmaz sokaklar sebebiyle kuşbakışı 500m olan yer 4 km yürüme mesafesi olabiliyor. Burada masaj fiyatları da diğer bölgelere göre ucuz.


Ubud

Belki de Bali'nin en meşhur bölgesi burası. Seminyak'tan arabayla yaklaşık 1,5 saat mesafede buluna Ubud, biraz tepelik bir mevkide fakat harika bir bitki örtüsü tarafından sarılmış, şelaleleri, vadileri, sonsuzluk havuzlu otelleri ile çok çok güzel bir bölge. Otellerde herhangi bir eğlence olmuyor. Huzur bulmak, gürültü ve şehir hayatından uzaklaşmak, meditasyon, yoga yapmak istiyorsanız Ubud sizin için biçilmiş kaftan. Oteller genelde Ubud merkezde değil, daha dağlık bölgede oluyor bu nedenle yürüyerek merkeze gitme imkanınız çok olmayacak fakat kalacağınız otelin muhtemelen merkeze servisi olacaktır. Bir diğer önemli nokta ise, adanın genelinde gezilecek tapınak, şelale, pirinç tarlası gibi yerlere en yakın bölge burası bu nedenle iyi bir otelde keyifli vakit geçirdikten sonra Ubud merkeze yakın, daha bütçe dostu bir otelde 1-2 daha kalmanızı öneririm. Diğer bölgelerden adanın kuzeyine gidip gelmesi ciddi zaman alacaktır. Ubud merkezde, Seminyak'taki kadar olmasa da yeme içme konusunda opsiyonunuz olacaktır baya. Önemli bir not, bu bölgede online taksi firmaları hoş karşılanmıyor ve bu nedenle çalışmıyorlar. Akşam merkezden otelininize dönerken korsan taksi kullanmak durumunda kalacaksınız. Pazarlık yapın yine ama yaklaşık 5km'lik yola 100000IDR gibi bir para vereceksiniz bilginiz olsun :(




Nusa Dua

Bali planı yapan çoğu kişi tarafından, doğal bulunmaması sebebiyle tercih edilmeyecek bir bölge Nusa Dua. Antalya'yı bilenler için Belek bölgesi gibi hayal edebilirsiniz. Daha kalbur üstü resortların bulunduğu, yolların, kaldırımların inanılmaz düzenli olduğu, trafiğin olmadığı, aynı zamanda otel dışında çok fazla yapacak bir şeyin de olmadığı bir yer burası. Biz tatilimizin son günlerini, otelde yorgunluk atarız düşüncesiyle Nusa Dua'da geçirdik. Açıkçası bizi tatmin etti. Bali'de okyanusa girmek çok mümkün değil fakat girmen isterseniz en uygun bölge burası olacaktır. Yine de gelgit durumuna göre girebileceksiniz ve dalgalar sebebiyle çok fazla açılamayacaksınız ama kesinlikle keyif alacaksınız. Bu bölgede kalma planınız varsa kesinlikle ama kesinlikle Bali Collection adlı açık AVM gibi olan yere yakın bir otelde kalın. Çünkü mesafeler ciddi uzak olduğu için ve her şey dahil sistem olmadığından oteldeki yemek fiyatları çok pahalı olacak ve burası sizin kurtarıcınız olacaktır. Farklı mutfaklardan restoranların, her şeyi alabileceğiniz bir süpermarketin olduğu, alışveriş ve hediyelik için mağazaları barındıran güzel bir yerleşke burası. Ayrıca eğer sörf dışında su sporlarına meraklıysanız, Nusa Dua yine tercih etmeniz gereken bir bölge olacaktır.


Fikir vermesi açısından biz Seminyak (5), Ubud (3), Nusa Dua(5) olacak şekilde toplamda 13 gece kaldık. Şimdiki bilgimle yeniden gitseydim Önce Nusa Dua, sonra Seminyak'dan olacak şekilde Ubud için +1 ya da +2 gün eklerdim sanıyorum.


TAPINAKLAR

Elbette en önemli gezi kalemi tapınaklar olacaktır. İnanışları bu kadar hayata entegre olan bir topluluk için bu kaçınılmaz. Bali'de bulunan tapınakların belli grupları var. Örneğin su tapınağı, göl tapınağı vs. gibi. Bunlar genelde tapınakların bulundukları yere göre belirleniyor ve o tapınağın ana görevi gelecek kötülükleri engellemek oluyor. Bali aslında çok da küçük olmayan bir ada ve bu nedenle çok zamanınız yoksa her tapınağa gidebilme imkanınız olmayacaktır. Ben en gidilebilen, en otantik ve en meşhur olanlara göre bir sıralama yapacağım. Bu sıraya göre gezebilirsiniz aslında:

  • Uluwatu
    • En meşhur tapınaklardan birisi. Lokasyon olarak adanın tam güney batı ucunda kalıyor. Devasa falezlerin üzerinde yapılmış olması, hem tapınağı hem de manzarayı çok etkileyici kılıyor. Bali'de izlenmesi önerilen (çok da iyi olmadığı için bizim tercih etmediğimiz) Kecak Dansını izlemek için bu tapınağa girdikten sonra bilet alabilir ve gün batımından hemen sonra dansı izleyebilirsiniz. Bu tapınakta çok fazla maymun var bu nedenle güneş gözlüğü, telefon gibi eşyalarınıza dikkat edin :) 
  • Tanah Lot
    • Adanın meşhur bölgelerinden Seminyak'a yakın olan bu tapınak ise okyanusun içine yapılmış. Tapınağa giriş, gelgit durumuna bağlı olarak değişiyor. Gün batımı manzarası izlemek için güzel bölgelerden burası da. Dalgalar sebebiyle zamanla zarar gördüğü için yakın zamanda çok büyük paralar dökülerek bir restorasyon da geçirmiş.
  • Tirta Empul
    • Bence en enteresan tapınaklardan birisi burası. Sonsuzluk havuzları ve doğasıyla meşhur Ubud bölgesine yakın. Tapınak 3 bölümden oluşuyor. İlk bölümde insanlar, heykellerden bir havuza akan kutsal suya girip yıkanıyorlar ve arınıyorlar. Sonraki iki bölümde ise tanrıya hediyelerini sunup dua ediyorlar. Yıkanıp arınma ritüelini turistler de yapabiliyor. Bunun için orada bulunan farklı bir kıyafet giymelisiniz. 
  • Goa Gajah
    • Fil tapınağı olarak geçen bu tapınak bir kayanın oyularak mağara haline getirilmesinden oluşuyor. Girişinde çok değişik bir heykel bulunuyor. Her resimde burası gözüküyor aslında fakat tapınak dışındaki diğer kısımlar da çok güzel buradaki. Devasa büyük bir ağaçlık bölgeden ve çok güzel peyzajlı havuz ve küçük şelalelerin olduğu bir bölge burası.
  • Beratan
    • Ubud bölgesinin kuzeyinde bulunuyor bu tapınak. Lokasyon olarak biraz uzak fakat Bali görsellerini arattığınızda ilk çıkan ve en güzel gözüken tapınaklardan birisi. Beratan Gölü'nün hemen kıyısında bulunuyor ve kat kat sivri çatısı olan 2 adet yapıdan oluşuyor. Yine resimlerde sıkça göreceğiniz Handara Kapısı da bu tapınağa 5 dakika mesafede. 
  • Besakih
    • Tapınakların tapınağı olarak geçen Besakih, Agung Yanardağı'nın eteklerinde bulunuyor. Birden çok tapınaktan oluşan bir kompleks aslında burası. Lokasyon olarak bir çok ilgi çekici yere çok uzakta olması, yanardağın aktifleşmesi ve insanların zamanının kalmaması gibi sebeplerden dolayı çoğu zaman gidilemiyor buraya. Biz de açıkçası gitmedik. Bundaki en önemli sebep, tapınak çevresindeki para koparmaya çalışan yerli halktı. Bu konuyla ilgili ciddi duyumlar aldık ve günümüzü rezil etmemek adına bu opsiyonu pas geçtik. Dediğim gibi herkesin tercihleri farklıdır ve bu tapınağı olmazsa olmazlar listesine alacaklar da kesinlikle olacaktır ve olmalıdır da. Gerçekten çok görkemli bir yapılar bütünü çünkü.

Bu en meşhur olanlar dışında Luhur Lempuyang, Taman Ayun, Goa Lawah (Yarasa mağarası), Saraswati, Batuan, Tirta Gangga tapınakları da zaman durumuna göre listelerde olması gereken tapınaklar.


SÖRF, SU SPORLARI, DALIŞ

Bali her ne kadar Hint Okyanusu'nda bir ada olsa da Maldivler gibi düşünmeyin. Dalgalar sebebiyle belli bölgeler dışında çok fazla yüzme imkanı bulamayacaksınız fakat bu dalgalar başka bir sektörü canlandırmış durumda: sörf. Özellikle Bali'nin Avustralya'ya kısmen yakın olması ve Avustralya vatandaşlarının kur farkı sebebiyle çok ucuza tatil yapabilmesindan dolayı adada ciddi bir Avustralyalı sörfçü akını var. Eğer sörf meraklısı iseniz, Seminyak ve özellikle Kuta bölgesinde hiç görmediğiniz büyüklükle dalgalarda sörf yapabilirsiniz. Hiç sörf yapmadıysanız, yine bu bölgelerde, sahilde, size saatlik sörf kursu vermek isteyen bir çok kişiyle karşılaşacaksınız. Ülkemizde de bol bol olan su sporları da önemli aktivitelerden. Jetski, parasailing gibi aktivitelerin yanında enteresan bir su altı yürüyüşü (sea walking) aktivitesi var. Kafanıza, su altında rahatça nefes alabileceğiniz bir fanus koyuyorlar ve suyun altında, yukarıdaki gibi nefes alarak yürüyorsunuz. 30 dakikalık bu aktivitede, sadece akvaryumlarda görebileceğiniz balıklara dokunabilirsiniz. Eğer dalış merakınız varsa bu konuda da Bali bir cennet. Hem Hint Okyanusunun su altı zenginliklerini görebilir hem de devasa büyüklükte sunfishler olan "mola mola"lar ile ya da küçük bir uçak büyüklüğünde olan "manta" vatozlarıyla dalabilirsiniz. Tabi ki bunun için dalış sertifikanızın olması şart. Orada hızlı bir kurs ile size sertifika da ayarlayabiliyorlar fakat bir CMAS ** dalgıç olarak bunu tehlikeli buluyorum ve tavsiye etmiyorum. Dalış yerine şnorkel de yapabilir ve yine mantaları görebilirsiniz. Yine dalış için, Bali'ye yakın olan Nusa Penida ya da Lombok'a da gidebilirsiniz. 

PİRİNÇ TARLALARI

Oraya kadar gitmişken pirinç tarlalarında resim çekip Instagram'a koymamak olmaz değil mi :) Dönemine göre büyüklükleri farklı olan pirinçlerin bulunduğu kat kat teraslarda gezebilirsiniz. Bu terasların en meşhuru olan Tegalalang, Ubud'a oldukça yakın. Yoğunluğun az olacağı sabah saatlerini tercih edebilir ya da benzer güzellikteki diğer pirinç tarlalarına gidebilirsiniz. Son zamanlarda moda olan "Bali Salıncakları" da bu teraslarda bulunabiliyor. Belli miktarda ücret ödeyerek bu "bence çok da tekin olmayan" salıncaklarda boşluğa sallanıp, uçuşan elbisenizle ortaya çıkacak efsanevi fotoğrafınızı sosyal medyadan paylaşabilirsiniz :)


MASAJ

Bali deyince "Masajı" diye tamamlayası geliyor insanın değil mi? Evet Bali'de çok ucuz fiyatlara çok kaliteli masajlar yaptırabilirsiniz. Biz kaldığımız üç bölge olan Seminyak, Ubud ve Nusa Dua'nın her birinde birer masaj yaptırdık. Artık tecrübeli olduğumu söyleyebilirim ve size biraz bilgi vermek isterim. Masaj merkezlerinin menüleri oluyor. Tek masaj yaptırabileceğiniz gibi, yarım gününüzü ya da tüm gününüzü alan "Treatment" paketleri de satın alabilirsiniz. Bu paketlerde bir kaç masaj, yemek, banyo ve hatta konaklama da dahil olabiliyor. Meşhur masaj merkezlerine gitmeyi düşünüyorsanız yerine göre 10 gün önceden rezervasyon yapmanız gerekebilir. Masaj fiyatları da bölgesine göre değişiyor fakat iyi bir yerde saatlik Bali masajı için ortalama 200.000 IDR fiyat vereceklerdir. Söylememe gerek yok sanırım ama sokak arası masaj salonlarından uzak durun tabi ki:) Aşağıya benim gittiğim masaj merkezlerinin isimlerini yazacağım. Daha fazla masaj merkezi ve detaylı bilgiyi ise, sayfa sonunda paylaşacağım rehberimde bulabilirsiniz. 

  • Ubud Traditional Spa - Çok iyi fiyatlara gerçekten çok iyi bir masaj deneyimi yaşıyorsunuz. Ne yapın edin buraya gidin bence. Ubud'daki otelinizden sizi alıp otelinize bırakıyorlar yine.
  • Rehat Masaj Seminyak - GrandMas otelin masaj merkezi burası. Ortam yukarıdaki kadar mistik değil fakat masajları kesinlikle daha iyiydi. Fiyatlar da daha makul.
  • Zahra Span Nusa Dua - Nusa Dua bölgesinde masaja gitmeyin. Gerçekten gerek yok. Masaj salonu sayısı da çok az ve masaj da iyi değil. Gittiğimiz bu masaj salonu bölgedeki beğenilen yerlerden birisi olmasına rağmen biz beğenmedik. 

ŞELALELER

Bali doğa anlamında tam bir cennet. Özellike Ubud bölgesinde kalırken bunu göreceksiniz. Adanın daha kuzeyine çıktığınızda ise biraz daha içerlerde şelaleler göreceksiniz. Aling Aling, Gitgit, Nungnung, Tegenungan gibi şelalelerde manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Mayonuzu yanınızda götürün çünkü suya bile girebilirsiniz. Bu tarz bölgelere gidebilmek için ise günlük şoför kiralamak en mantıklı hareket olacaktır. Bu tarz uzak ve engebeli bölgelere taksiyle gitmek pahalı olacaktır.


BEACH CLUBLAR

Enteresan bir şekilde meşhur olmuş aktivitelerden birisi de beach clublara gitmek. En meşhuru ise Potato Head Beach Club. Konsept yaklaşık olarak şu şekilde: Mekan açılmadan 1 saat önce yer bulabilmek için sıraya giriyorsunuz. Şanslıysanız içeride oturacak ya da yatacak bir şezlong buluyorsunuz. Adı her ne kadar "beach club" olsa da, dalgalar sebebiyle okyanusa giremiyorsunuz. Okyanus kenarındaki havuza girebilir, akşama kadar bir şeyler yiyip içip pinekleyebilir ve sonrasında gün batımını izleyip bir şeyler içebilirsiniz. Yani buraları tüm gününüzü alacak bir konsept olarak düşünün. İlginizi çeker mi bilemem ama meşhur bir aktivite ve genelde yer bulamıyorsunuz. Adınızı bekleme sırasına yazdırdıktan sonra şanslıysanız günlük 400-500TL civarına bir yatak ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Bize çok hitap etmedi açıkçası ve pahalı da geldi. İlle gitme planınız varsa Potato Head çok kalabalık olabiliyor. Ku-De-Ta, The Lawn, Finns gibi diğer mekanları da tercih edebilirsiniz.


DİĞER AKTİVİTELER

Bali'nin batı kıyısında çok güzel gün batımı manzarası oluyor. Sahilde insanlar gün batımında resim çekmek için hazırda bekliyorlar. Double Six Beach ya da Jimbaran bölgesini tavsiye ederim bunun için.

Endonezya'nın kahvesiyle ünlü olmasından Bali de nasibini almış. Gitmişken kahve ekim turlarına katılmadan dönmeyin. Bu turlarda kahvenin nasıl ekilip bardağımıza kadar geldiğini detaylıca öğrenebilirsiniz ve çeşit çeşit çay ve kahve tadımı da yapabilirsiniz. Dünyanın en pahalı kahvesi olan ve civet kedisinin kahve çekirdeklerini yemesinden sonra dışkısından çıkan kahvenin temizlenmesi sürecinden geçen Kopi Luwak kahvesini deneyebilirsiniz. Bu kahvenin orijinalliği konusunda ciddi şüphelerim olmasına rağmen size rehberlik eden kahve tadım merkezi görevlisine inanmak durumunda kalıyorsunuz :) 


Bir diğer önemli aktivitemiz ise "sonsuzluk havuzu". Dağlık ve ormanlık Ubud bölgesindeki otellerin büyük kısmında bu sonsuzluk havuzlarından var. Yoğun bitki örtüsüyle kaplı vadilerin kenarına yapılan havuzlarda, sanki bir uçurum kenarındaymış gibi hissedebilir, çok hoş fotoğraflar çekebilirsiniz.

Maymunlar ise değineceğim başka bir konu. Ubud'a gittiğinizde kesinlikle ziyaret etmeniz gereken "Kutsal Maymun Ormanı", yüzlerde maymunun serbestçe dolaştığı, enteresan ve biraz da tedirgin edici bir yer. Özellikle burada ve eğer giderseniz Uluwatu Tapınağı'nda maymunlar eşyalarınız çalabilir. Bu nedenle dikkatli olmanızda fayda var. Belki paranoyakça gelecek ama bazı maymunların eğitimli olduğu ve çaldığı şeyi size geri getirmek için sahibinin sizden para istediği gibi söylentiler de mevcut. Korkmayın, hayvanlarla çok samimi olmayın, tüm çalışabilir, özellikle parlayan telefon, güneş gözlüğü gibi eşyalarınızı çantanıza koyun ve bu enteresan deneyimin keyfini çıkarın.


Son olarak daha maceraperest kişiler için volkan gezileri düzenleniyor. Adanın en yüksek dağı olan Agung aktif bir yanardağ. Uzun süredir sessiz olan bu yanardağ 2017 ve 2019 yıllarında patladı ve bazı uçuş seferlerinin iptaline bile sebep oldu. Hatta adanın doğu sahillerine giderseniz, sahilin siyah volkanik kumla kaplı olduğunu görebilirsiniz. Her ne kadar korkutucu olsa da, aktif bir yanardağı ziyaret etmek bir o kadar da heyecan verici. Otelinizde ya da Internet üzerinden bu turları düzenleyen acenteleri bulabilir ve turlara katılabilirsiniz.


ÖNEMLİ BİLGİLER

Benim aklıma gelen, gitmeden önce araştırdığım ve gidip yaşadıktan sonra gördüğüm bazı önemli bilgileri de sizinle paylaşmak isterim. Gittiğinizde ciddi yol gösterici olabilir bu bölüm:

  • İstanbul'dan sonra göreceğiniz en kötü trafik Bali'de olacak. Mesafe olarak yakın görünen yerler, trafik sebebiyle ciddi zaman alabilir (20km 1,5 saat gibi düşünün). Adada inanılmaz bir motorsiklet yoğunluğu var. Yollar çok küçük bu nedenle motor tercih ediliyor daha çok.
  • Ziyaret edeceğiniz yerleri belirledikten sonra günlük araç kiralayabilirsiniz. Hizmet 10 saatlik oluyor ve yaklaşık 40-50$ civarı tutuyor. Sizi bir şoför gün boyu klimanı arabayla istediğiniz yere götürüyor, sizi bekliyor. Internette önerilen bazı şoförler var. İndirebileceğiniz rehberde de bulabilirsiniz. Ben oradayken Tana'nın aracını kiraladım ve günlük 50$ verdim. Kendisinin İngilizce'si iyi ve rahat konuşabileceğiniz bir arkadaş. Telefon numarası: +62 812 3837 4125
  • Günlük scooter da kiralayabilirsiniz. Fakat tecrübeniz yoksa ciddi riskli çünkü büyük bir keşmekeş var trafikte. Trafik soldan akıyor bunu da unutmayın. Biz kiraladık bir gün fakat bölge tecrübeniz yoksa ciddi yoruyor sizi. Günlük 60000 - 100000 IDR civarına kiralayabilirsiniz. Benzin fiyatı, ehliyet, polis gibi konularda detaylı bilgi yine sayfa sonundaki rehberde olacak :)
  • Bir yerden bir yere gitmek içni taksi kullanmak zorundasınız. Taksi olayı biraz karışık, korsan taksi çok. Online taksi çağırma uygulamaları var ve Seminyak gibi yerlerde çok güzel işliyor. Ubud gibi ya da daha uzak yerlerde ise ya taksi bulamıyorsunuz ya da yerel taksiciler mafyalaşıp bu online uygulamaları boykot ediyor. Özellikle Ubud'da bu uygulamaları kullanamayacaksınız ve yerel taksicilere 4-5 kat fazla para vereceksiniz maalesef :(
  • BlueBird bizim en sık kullandığımız uygulama oldu ve olmazsa olmaz açıkçası. Taksiyi uygulama üzerinden çağırıyorsunuz gideceğiniz yeri işaretlerseniz fiyatı bile görebiliyorsunuz, çok rahat. KM başı 6500 IDR gibi bir fiyatı vardı. Bu firmanın da korsanları çok. Göreceğiniz her taksi mavi renkte ve bu firmanın kopyası olacak, dikkatli olun :)
  • Grab ve GoJek diye iki meşhur uygulama daha var. Grab, Uber'in Endonezya'da yerine geçmiş olan uygulama. Taksinin yanında motorsiklet de çağırabiliyorsunuz. Gelen şoförün arkasına oturup sıkışık trafikte hızlıca ve çok daha ucuza seyahat edebilirsiniz. Biz kullanmadık ama orada kullanan çok kişi gördüm.
  • Taksiciler, masaj salonları, restoranlar... Hemen hemen hepsine Whatsapp'dan ulaşabilirsiniz, çok yaygın.
  • Sim kart almanız gerekirse en yaygın marka SimPati. Internet'te çok ucuza tarifeler görebilirsiniz fakat bunun için yetkili merkezlere gitmeniz lazım. Ya da biraz fazla para verip herhangi bir market ya da yol kenarındaki tur acentelerinden sim kart temin edebilirsiniz. Ben 6GB'lık sim kartı pazarlıkla 100000 IDR yani yaklaşık 40TL'ye aldım. Hattı aktif etmek için pasaport bilgilerinize ihtiyacınız olabilir.
  • Pazarlık demişken, her şeyde pazarlık yapın. Özellikle yerel giyim, çanta ya da hediyelik eşya satın alırken ciddi pazarlık yapın. Örneğin ilk fiyata 250000 dedikleri ürünü kesinlikle 50000'e alacaksınız. Sakın ilk söyledikleri fiyatı vermeyin. 
  • Çoğu restoran ve dükkanda kredi kartı geçiyor. Ben ihtiyacım olur diye yanımda para götürmüştüm fakat toplamda 200€ civarı bir para bozdurmuşum 14 günde. Büyük paralar götürmenize gerek yok yanınızda eğer kredi kartınız varsa. Para bozduracağınız zaman ise Wahana ya da Kuta Central gibi bilindik döviz bürolarını tercih edin. Paraları çok değersiz olduğu için size bir tomar para verecekler. Saymayı unutmayın kesinlikler.
  • Tapınakların çoğunda ibadet edilen yerlere giremeyeceksiniz, almıyorlar yerel halk dışındakileri. Gezilebilen yerlere giriş için de "sarong" denilen kumaşlardan bağlamanız gerekecek belinize. Kendinize bir adet edinip tüm tapınaklarda aynısını giyebilirsiniz fakat çoğu tapınağın girişinde ücretsiz veriyorlar ve her birisi farklı oluyor. Bence bu şekilde tercih edin ve her resimde farklı bir sarongunuz olsun.
  • Meşhur Handara Gate'de fotoğraf çekmek için saatlerce beklemeniz gerekebilir. Gerçekten çok istiyorsanız sabah erkenden gidin ve beklemeyin.
  • Bali'de konaklama fiyatları çok değişken fakat özellikle Seminyak bölgesinde çok ucuza konaklamanız mümkün. Bizdeki gibi her şey dahil sistem yok ve genelde oda kahvaltı şeklinde. Fakat akşam yemeklerini dışarıda, Türkiye'deki ile benzer fiyatlara yiyebilirsiniz bu nedenle otel bakarken akşam yemeği falan dahil etmeye kalkmayın. Biz Sheraton'a ait Four Points Seminyak'da kaldık ve otelde yediğimiz akşam yemeklerine, içecekler dahil 2 kişi toplamda 80TL civarı verdik. Merkezdeki restoranların ucuzluğunu siz düşünün.
  • Warung kelimesi, basit anlamda yerel restoran anlamına geliyor. Ucuz yemekleri buralarda yiyebilirsiniz. Bazıları aşırı yerel ve sıkıntılı, onlardan uzak durun :) Fakat özellikle TripAdvisor'da çok güzel ve ucuz mekanlar bulabilirsiniz. 
  • Çeşme suyunu kullanmayın. Diş fırçalarken bile kapalı şişe su kullanın. İçeceklerinizde buz olmamasını isteyin.
  • Jimbaran bölgesinde sahilde kumların üzerinde bir dolu restoran var. Kesinlikle gün batımı için bir tanesine gidin. Seviyorsanız, çeşit çeşit deniz ürününü çok çok ucuza yiyebilirsiniz burada.
  • Yerel lezzetlerden detaylı olarak sayfa sonundaki rehberde bahsettim ;)


KİŞİSEL TAVSİYELERİM

  • Laughing Buddha Bar - Ubud'da bir cafe-pub. Akşam canlı müzik yapan nadir mekanlardan ve çok güzel çalıyorlar. Buraya kesin gidin. Eğer yer olmazsa hemen karşısındaki Starbucks'dan içeceğinizi alıp oradan da izleyebilirsiniz ;)
  • Tukies - Hindistan cevizi konseptli bir mekan. Dondurma ve hindistan cevizi suyu deneyebilirsiniz. 
  • Lotus Cafe - Ubud merkezde, Saraswati Tapınağı'nın bahçesine komşu bir restoran. Yemekleri çok lezzetli ve oturduğunuz yerden tapınak izlemek de cabası. Biz gittik ve çok memnun kaldık. Tapınak bahçesi tarafta oturmak isteyin.
  • Bali Collection - Nusa Dua'da konaklayacaksanız oteliniz buraya yakın olsun. Bir dolu restoranın olduğu bir açık hava AVM'si diyebilirim. Hayatınız kurtaracaktır burası. Yoksa otelin restoranına mahkum kalırsınız.
  • Warung Biah Biah - Ubud'da kesinlikle buraya gidin. Çok ucuza çok kaliteli yemekler yiyebilirsiniz. Küçük tadım tabakları oluyor. Farklı çeşitlerde lezzetler deneyebilirsiniz bu şekilde. Bakın burası olmazsa olmaz :)
  • Cleen Canteen Bali - Seminyak'da bir cafe burası. Sahibi sanıyorum Türk ve bize özgü lezzetler de var. Fakat burasını Almanya'daki dönercilere benzetmeyin. Bizim lezzetlerimizi başka lezzetlerle karıştırmışlar ve süper sonuçlar çıkmış ortaya. Örneğin bildiğiniz kayseri pastırmalı cips var. Dürümleri de bir harika. Çok orijinal lezzetler var. Şiddetle tavsiye ederim.
  • Lia Cafe - Jimraban sahilde deniz ürünü yemek için buraya oturduk. Oldukça tavsiye edilen bir mekandı ve çok memnun kaldık. Ortam çok güzel, hizmet iyi, fiyatlar çok makul. O bölgede çok fazla restoran var. Düşünmeden burayı seçebilirsiniz.
  • Char Char - Seminyak merkezde bulunan bir restoran-bar burası. Çok beğendik ve iki kere gittik. Restoran kısmını tam bilmiyorum fakat bar kısmı çok güzel. Caddeye bakan devasa bir merdiven var ve bu merdivenlere oturuyorsunuz. Hem caddeyi izliyorsunuz hem de çok ucuza hatta 1 alana 1 bedava kokteyllerinizi yudumluyorsunuz. Burayı sakın pas geçmeyin.
  • Billabong Factory Outlet - Avustralya ilgisi sebebiyle bol bol Quicksilver, Billabong, Reef, vs. mağazası göreceksiniz. Bazılarında fiyatlar uygun fakat dönüş günü keşfettiğim bir factory outlet var ki akıllara zarar. Bu tarz mayo, şort ürünleri seviyorsanız buraya en az yarım gününüzü ayırın. Şaka yapmıyorum. Her katta farklı oranda indirimler var. Gerçekten %80 indirimle 30-40TL'ye reef mayolar alabilirsiniz. 


Sanırım seyahatim sonrası aklıma gelen her şeyi paylaşmış oldum. Bu yazımı okuduysanız bir ön bilgi edinmişsinizdir. Lütfen aşağıdaki linklerden Bali Seyahat Rehberimi ve Seyahat Haritamı indirin ve detaylıca okuyun. Kesinlikle pişman olmayacaksınız. Her türlü sorunuzu yorumlara yazarsanız en kısa sürede yanıtlamaya çalışacağım.

Güzel gezmeler!


Gitmeden önce hazırladığım rehber

https://docs.google.com/document/d/1DwQRvOa__WXwrBecz5uT26aqoe6boicQRPbgQzBVvwc/edit?usp=sharing

Bahsettiğim tüm yerleri içeren interaktif harita

https://drive.google.com/open?id=1JYN1ZxNVccYv2ARG9luoGTNqZyofO1Rb&usp=sharing



( bali, endonezya, jakarta, java, sumatra, nusa dua, seminyak, ubud, jimbaran, kura, sörf, kahve, kopi luwak, maymun, tapınak, uluwatu, agung, yanardağ, tanah lot, hinduizm, tanrı, seyahat, gezi, rehber, türk hava yolları )

7 Eylül 2019 Cumartesi

Turkish Airlines Boeing 787-9 Dreamliner Business Class

Hi everyone.

I normally do not post a travel related content in English but I know that a lot of people around the world are curious about Turkish Airlines' new Boing 787-9 Dreamliner aircraft and of course its business class cabin. So I want to share my experience with you all to answer some of your questions in your mind.

I have never flown in an international business class flight, especially a long-haul one (So please review my comments considering this:) I accumulated enough miles to redeem for a long-haul business class flight and I was searching for a good vacation place to redeem them. I am not an aviation maniac person but I am interested. Anyway, I saw that Turkish Airlines will get its first Boeing 787-9 Dreamliner, will operate it on new Istanbul - Bali Denpasar route. And the decision is made. I bought the ticket months ago and here are my comments afterwards...

If you are flying as a business class passenger, you may choose your seats when you buy your ticket. I tried to do so but there was a problem. This new aircraft has a new business class seat formation. Because of this, Turkish Airlines' old seat selection system didn't let me to choose the correct seats. In fact, in the seat selection screen, there were seats which are not in the actual aircraft. System gave me 3D seat which does not exist :) Unfortunately you can only choose your seats at the airport when you check-in. I and my wife were not be able to sit together if 1E-1F seats were taken by someone else. Because of this problem, there were a lot of discussion onboard to seat together.


I also want to briefly write about the business class experience at Istanbul Airport. Business class and Star Alliance gold passengers have a private entrance to the airport which is Gate 5. This gate directly takes you to business class check-in desks. After you are done with your check-in, you can directly go to passport control area using the dedicated fast-track entrance. Once your check is completed, there are 2 lounge options. One is Lounge Miles&Smiles which is accessible by Star Alliance Gold or Business Class passengers and the other one is Business Lounge (Located near gate E1) which is only! accessible by Business Class passengers. When the flight is ready for boarding, you are ready to explore the new Dreamliner.


There are total 30 seats in business class cabin. I do not know the other aircrafts but I guess it has couple of seats less. Cabin has a 1-2-1 seat formation. Each seat has direct aisle access which is not possible in Turkish Airlines' other long-haul business class cabins with 2-3-2 formation. Seat letters are A-E-F-K in odd rows and A-D-G-K in even rows. Everyone is wondering which seats are the best in this aircraft. I am going to put some photos and give some info to clear things out.


 These seats are Stelia Aerospace's Aurora type seats that are already used in Singapore Airlines' short-haul business class of their 787-10s. These new seats offer more privacy comparing the old ones with their extended shell in both sides. Some people arguably think these seats make you think like you are in a coffin. I personally do not think the same way. It is absolutely true that these seats make a claustrophobic environment in the cabin. But privacy is a thing you search for in a long-haul flight especially if you are flying in business class. Due to the nature of these seats, you have to put your feet to the narrow space under the storage of front passengers seat. These space gets narrower when you extend your legs which might cause an uncomfortable sleep during the flight. I flew in 1E and this seat has a perfect rectangle space for my feet because there are no seats in front.

Let's get into deep about the formation of the seats. Some seats are close to the aisle while some are not. If you are seating near the window, rows 2-4-6-8 are close to the window. Rows 1-3-5-7 are close to isle and you have your personal storage near the window. Please note that, the extension of the seat block your window view if plan to seat 8A or 8K. Now, if you fly as a couple and want to seat together (I mean close because "together" is not possible), you have to choose honeymoon seats E-F in rows 1-3-5-7. If you choose other rows, there is a huge gap between you and your companion. So, seats EF in rows 2-4-6 are divorced honeymoon seats.



Bottomline, if you can, choose 1st row seats which offer more legroom. Besides, seats 1A - 1K provides an extra personal space because of the kidlet-cradle.

Seats are also pretty comfortable. They are not leather but alcantara which is a suede-like material. All electric controls let you easily recline your seats full-flat and vice versa. I am a 1.85m guy and slept more than 5 hours without any discomfort. By the way, there is no massage option in the seats like in other aircrafts.

Turkish Airlines stated a new ambience lightening would be presented in these aircrafts but I did not spot a difference at all. Cabin pressure is increased in this aircraft which really has a positive effect on the fatigue. I do not know, maybe it is the comfort of the business class :) With the operation of new aircrafts, Turkish Airlines also renewed their amenity kits. We were given Versage kit which are awesome. There are two different kits for ladies and gentlemen. The fragrance inside is different. Handbag for ladies is really gorgeous and may be used in daily life. There are eyepatch, dental kit, earplug with a beautiful case, body lotion, lip balm, moisturising spray, perfume, socks inside. I put a photo below.


After boarding was completed, welcome drinks were served and then a pair of luxurious noise cancelling headphones by Denon were given. I was not expecting such headphones. I congratulate Turkish Airlines on this because noise cancelling headphones may really increase your comfort during such flight. I personally have Bose QC35 for this flight with me so did not use the Denon all flight long but I gave it a try. It was not as good as Bose of course but it does the job really. A normal headphone listener definitely would not understand the difference and have a nice flight with these. Since those headphones are expensive, they are collected 1 hour before landing with noting on a paper and they give you a basic low quality headphones for the rest of the flight. The jack input was three-pronged but I was able to use my two-pronged connector without any problems.


On your left or right side, there is an open and close storage to put your stuff in. Closed one has really tiny and you cannot put anything after putting your headphone case. There are USB port and also a power socket which support pretty much every plugs types around the world. Near this storage, there is another tiny open space to put your stuff on. There is a concealable mirror which is a nice thought. On the opposite side of this storages, you have your reading light near your headrest. In the honeymoon seats, there is a divider which may be elevated by pressing on it to provide more privacy.


The overhead bins are spacious enough but some seats do not have these (I guess 1A-1K and 8th row seats). Tray table is located under the screen. You have to slightly pull it towards yourself and open it. It is really similar to the ones in economy class. In fact, I like the old tray tables in business class of Turkish airlines which are one piece and have classy aluminum finishes.

I definitely want to mention about the entertainment system. There is a really large screen (I do not know the exact size but must be something about 19") in the back of the seat in front of you. The distance between you and the screen is not that far so you can use touchscreen controls if you want. Screen is pretty responsive and you feel like using an iPad. You might also use the remote controlled attached to your seat to control the screen. Unfortunately, there is a different interface in the remote so you cannot use the remote controller as a trackpad or mouse for the screen. Anyway, there are lots of contents address everyone. There are movies, tv shows, music, live TV, etc. I was able to watch a US Open game live without an issue. The camera which shows outside was crystal clear and had a super resolution. One thing I did not like was there were a lot of ads when you first turn on the screen and you cannot dismiss them. It was pretty annoying actually. By the way, if you are flying in business class, you also have an unlimited Internet connection. In order to connect, you have to turn un the wifi in your device, connect the network and then call the flight attendant because there is a website you have to login. To be honest, I was not expecting an Internet connection this fast. I was able to surf and even watch videos on Youtube. At some point, I got disconnected but in general it was a pleasant experience.



Let's talk about the flying experience in general. When you first come onboard, you are redirected to your seat by the flight attendants. Afterwards, welcome drinks are served with 3-4 different options. As soon as you are all settled, onboard chiefs give you the menu for the food and beverages and you are asked to choose what you want to eat or drink. In some flight, you have to fill a form to design your own breakfast. There were two meals in this flight and none of them were breakfast and you can choose to eat anytime you like during the flight. After takeoff, your bed is made by the attendants. If you wish, your dinner is served. During the entire flight, you can order some food written in the menu or any beverages you like at any time. I have to say, there are really good choices in the menu for the beverages like single malt whiskey or 5-6 kinds of different teas. Most of the passengers chose to eat some time after the takeoff. So, the light were dimmed down just after the eating is finished. Since my flight was a red eye flight, there were no need to dim down the windows. I could not see the sun light or the aircraft at all :( Anyway, it was a 12-hour flight and at the end, I was not not tired or exhausted at all.





Bottomline, it was a perfect, elegant flight. Both hard and soft products of Turkish Airlines in this aircraft were awesome. The whole flying experience from the airport entrance to baggage claim was really pleasant. Although, there were turbulence a lot during the flight, coziness of the cabin, the cabin pressure, lighting, comfort of the seats were perfect. Service during the flight and attitude of the flight attendants were outstanding.

If you want to fly with one of Turkish Airlines' Dreamliners, you have to check the flights from time to time since new aircrafts keep coming. At the time I wrote this review, the flight are operated to Denpasar, Amsterdam, Washington, Cancun, JFK, New Delhi.

I also recorded a video during the flight. If you are interested, please watch the video located below:

https://www.youtube.com/watch?v=NfaJc5yj17I


( Turkish Airlines, Dreamliner, Boeing 787-9, Bali, Denpasar, Istanbul, Business Class, Flight, Cabin New Route )

19 Temmuz 2019 Cuma

Kopenhag 2019

Son yazımın üzerinden oldukça zaman geçtiğini görünce, yakın zamanda ziyaret ettiğim Kopenhag'dan bahsederek yeniden sahalara döneyim dedim. Şehri ziyaret etmek isteyecekler için güzel bir yazı olacak.


Kopenhag Hakkında

Avrupa’nın en uzun süredir monarşiyle yönetilen ülkesi Danimarka, İsveç'in güneyinde, Almanya'nın ise hemen kuzeyinde bulunan bir kuzey denizi ülkesi. Kopenhag ise ülkenin İsveç ile komşu olan başkenti. O kadar komşu ki, bir köprüyü arabayla geçip 5 10 dakika içinde İsveç'in bilindik şehirlerinden olan Malmö'ye gidebilirsiniz. Kopenhag ismi Danca'da tüccar limanı anlamına geliyormuş. Zaten orijinal adının (København) sonundaki "havn" kelimesi liman anlamına geliyor ve şehrin merkezindeki gezilecek yerlerde de bu kelimeyi göreceksiniz. Her ne kadar asıl İskandinav Yarımadası ülkeleri kadar soğuk olmasa da ortalam sıcaklık yıl boyunca 0-20°C bandında oluyor. Kışın giderseniz donma ihtimaliniz yüksek, kanallar falan donuyor zaten. En güzel mevsimin Temmuz olduğunu düşünüyorum. Biz de Temmuz'da gittik zaten. Hava saat 22:30-23:00 civarında kararıyor ve böylece saatli girişi olan yerler dışında gezecek çok vaktiniz oluyor.

Bilgi: Yazın bile gitseniz yanınıza ince bir mont alın. Kanaldan gelen rüzgar iliğinize işliyor :)


Hayat Pahalılığı

Bu konu için ayrı bir başlık açmak istedim. Lafı hiç uzatmıyorum, Kopenhag pahalı arkadaşlar, gerçekten çok pahalı. Google'da "Dünyanın en pahalı şehirleri" araması yaparsanız bu şehir kesinlikle ilk onda, çoğu zaman da ilk beşte çıkar. Bu günlerde Euro kurunun 6,5TL civarında gezmesi sebebiyle zaten Almanya, İtalya vs. gibi ortalama Avrupa ükelerinde bile bir öğün ortalama yeme içme kişi başı 15 Euro = 100TL civarı. Kopenhag'da ise bu fiyatları 1,5-2 ile çarpabilirsiniz. Ucuzdur diye yemek isteyeceğiniz dürüm + ayran'a (evet burada da var:) bile 100TL vereceğinizi unutmayın. Havalimanında alacağınız sandviç ile şehirdeki aynı fiyat olacak, hatta havalimanındaki daha ucuz olacaktır. Keyifli bir gezi için bu bilgiyi önceden sindirin ve bütçenizi ona göre ayarlayın derim. Burada kullanacağınız para birimi Danimarka Kronu (DKK) olacak ve bu günlerde karşılığı yaklaşık 0,85TL civarı. Bankanızın kredi kartına uygulayacağı komisyonu falan da düşünerek siz 1DKK = 1TL olarak düşünebilirsiniz. "Aaa bizim paramızla aynı" gibi bir düşünceye sakın kapılmayın nitekim bir yaş pasta 130DKK, en basit yemek + içecek 150-170DKK, en ucuza otobüs-metro bileti 24DKK. Her yerde kredi kartı geçiyor. Biz 3-4 günlük seyahatimiz boyunca hiç para bozdurmadık.

Tavsiye: Maddi yükünüzü azaltarak keyifli bir seyahat yapmak için 3-4 arkadaş Airbnb'de ev tutup en azından kahvaltı için marketten corn flakes vs. alıp tasarruf sağlayabilirsiniz (Netto ya da 7/11). Market harcaması da öyle ucuz olmayacak bunu bilin :) fakat dışarıda yemekten daha ucuz olacaktır. 


İnsanlar

Hayat pahalılığının olduğu yerde genelde insanlar aşırı medeni ve anlayışlı olur ki bu denklem Kopenhag için de geçerli. Google'da "en mutlu şehir" falan diye aratırsanız Kopenhag yine en üstlerde çıkacaktır :) Medeniyet fışkırıyor her yerden. Korna sesi yok, kişisel alana saygı var, herkes İngilizce biliyor, yardım isterseniz geri çevrilmiyorsunuz. Şehirdeki ördekler, kazlar, kuşlar bile elinize geliyor, kaçmıyor. Fakat son yıllarda her ülke için geçerli olan Orta Doğu insan göçü Kopenhag'da da mevcut. Konaklamanın ucuz olduğu merkezin biraz dışındaki bölgelerde çok fazla göçmen göreceksiniz. Hatta bu insanların çoğu ilk göçenlerin bir kaç nesil sonrası olacaktır. Çoğunluk oldukları bölgelerde gürültü falan biraz fazla ama herhangi bir tehdit kesinlikle yok. Tüm Kopenhag'ı gönül rahatlığı ile istediğiniz saatte gezebilirsiniz.


Ulaşım

Kopenhag'da ulaşım için metro, tren, otobüs kullanabilirsiniz. Bazı Avrupa şehirlerindeki gibi bölge "zone" kavramı var burada da. Yani gideceğiniz yerin bulunduğu bölgeye göre bilet parası veriyorsunuz. En ucuz tek yön bilet 24DKK ve iki bölgede geçerli oluyor.

Bölge haritası için: https://www.visitcopenhagen.com/copenhagen/transportation/zones

Şehri turist olarak gezmek için genelde 2 ya da 3 bölge yeterli olur. Daha dışarısı ile işiniz olmaz. Havalimanı 3. bölgede. Havalimanındaki yönlendirmeleri takip ederek makinelerden kredi kartınızla bilet alabilirsiniz. Merkeze gitmek için tren ya da metro opsiyonunuz var ve tek yön bilet ücreti 3. bölgede olduğu için 36DKK. Her iki opsiyon için de yolculuk en fazla 30 dakika sürecektir. Binmeden önce biletinizi onaylatmanıza gerek yok. Bazı makinelere kartlarını onaylatanlar, aylık kart kullanıcıları. Biz havalimanı transferi dışında toplu taşıma neredeyse hiç kullanmadık ama sık kullanacaksanız günlük ya da haftalık kartlarla daha ucuza getirebilirsiniz.

Bilgi: Şahsi olarak tren yönlendirmelerini beğenmedim. İngilizce olmasına rağmen çok karışık ve tek başınıza çözemiyorsunuz bazen. Merkezden havalimanına dönerken ters yöne 2 durak gitmek zorunda kaldık mesela. Neyse ki yardımsever Danimarka insanı hemen imdadımıza yetişti :) 


Scooter - Bisiklet
Kopenhag, neredeyse Amsterdam seviyesinde bir bisiklet şehri. Özellikle merkez istasyonlar civarı ve iş çıkışı saatlerinde devasa bir bisiklet trafiğine maruz kalabilirsiniz. Arabalardan %150 gibi bir vergi alındığı için bisiklet çok yaygın diyorlar (Ki bence külliyen yalan. O zaman Türkiye'de milyonlarda bisiklet olması lazım:). Yolların çok büyük kısmında bisiklet yolu var ama bazı bölgelerde motorlu taşıt yollarına girmeniz gerekebiliyor. Korkmanıza gerek yok. Bisiklet farkındalığı çok yüksek ve rahat rahat kullanabilirsiniz. Şehrin önemli yerleri için uçtan uca en fazla 5-6 km'lik bir mesafe olacaktır sizin için ve bisiklet opsiyonunu düşünebilirsiniz. Ben araştırmadım ama bisiklet kiralama firmaları var. Önlerinde ekranı olan, güzel bisikletler kiralayabilirsiniz.

Elektrikli scooterları çok seven birisi olduğum için gitmeden araştırma yaptım. Kopenhag'da 6 tane scooter servisi sunan firma var. En bilindik üçü Lime, Voi ve Tier. Gitmişken bu tecrübeyi yaşamanızı şiddetle tavsiye ederim. Sistem şöyle işliyor. Herhangi bir firmanın uygulamasını indiriyorsunuz ve kaydoluyorsunuz. Sonrasında o uygulama, şehirdeki scooterların yerini haritadan gösteriyor (ki her yerdeler.) Scooterın yanına gidip mobil uygulamadan karekodu taratıp scooterı alıyorsunuz. Sonrasında maksimum 20km/h süratle geziyorsunuz ve saçma sapan bir yer olmaması koşuluyla istediğiniz bir yere bırakıyor ve yine uygulamadan seyahatinizi sonlandırıyorsunuz. Çok eğlenceli bir şekilde şehri böyle gezebilirsiniz.

Bilgi: Her firmanın fiyatlandırması hemen hemen aynı. Yaklaşık 10DKK civarı bir "scooter kilit açma" bedeli var. Sonrasında kullandığınız her dakika için 0,15-0,20DKK ödüyorsunuz. Ne yazık ki çok ucuz bir hizmet değil ama bir kere denemeniz lazım.

Bilgi: Uygulamaları yüklemeden önce Internet'te indirim kuponu aratabilir, böylece ilk seyahatinizi bedavaya getirebilir ya da indirimli kiralama yapabilirsiniz.


Konaklama

Şehir pahalı olduğu için haliyle konaklama da pahalı. Bu nedenle önerdiğim şekilde Airbnb'den ev kiralayıp birkaç kişi paylaşmanız en uygunu olacaktır. Daha genç ve maceracı ruhluysanız hostelleri de tercih edebilirsiniz. Oteller pahalı. Konaklama için en pahalı bölge, şehrin en canlı bölgesi olan merkezi tabi ki. Daha uygun fiyatlı konaklama için şehrin kuzeyindeki Nørrebro, batısındaki Vesterbro ya da güneyindeki Amager East bölgelerini tercih edebilirsiniz. Bu bölgelerden merkeze 30 dakika yürüyerek varabilirsiniz. Biz Vesterbro'da kaldık. 3 gece için indirimle birlikte Airbnb'ye yaklaşık 1200TL verdik. Seyahatimizi biraz geç ayarladığımız için bir tık pahalı olmuş olabilir, daha uyguna bulabilirsiniz belki.

Bilgi: Oteller pahalı olduğu için Airbnb evleri peynir ekmek gibi gidiyor. "Burası güzelmiş yarın kiralarım" demeyin, hemen kiralayın çünkü yarın muhtemelen o ev gitmiş olacak. 2 evde bu olay başımıza geldi. Elinizi çabuk tutun. 


Yeme İçme

Kopenhag'da öyle aman aman meşhur bir yiyecek içecek yok. En meşhur yiyecekleri, atıştırmalık formatta olan ve ekmeğin üzerinde çeşitli yiyecekler konularak sunulan Smørrebrød. Gitmişken denemeden gelmeyin. Kanal ve deniz şehri olduğu için deniz ürünleri de iyi tabi ki fakat bahsettiğim pahalılık bu noktada belinizi bükebilir. Bir diğer tavsiyem ise gitmişken Danimarka'nın yerel biraları olan ve herkesin bildiği Carlsberg ve Tuborg (Evet Türk markası değil) içmeden gelmeyin. Biz çok yeme içme olayına takılmadık ama gittiği yerde değişik lezzetler denemek isteyenler için aşağıya bir kaç yerel lezzet ekledim:

  • Aebleskiver: Küçük toplar halinde pankek 
  • Wienerbrod: Milföy hamuruna benzer bir hamurdan yapılmış, üzerine ve içine tatlı ya da tuzlu bir şeyler konan poğaça. 
  • Glogg: Kaynatılmış aromalı bir şarap 
  • Rababergrod: Soğuk içilen, meyveli ve baharatlı komposto 
  • Frikadeller: Meşhur Danimarka köftesi.

Bilgi: Musluk suyu içilebiliyor. Sakın marketten su alıp da para vermeyin :)


Gezilecek Yerler

Yürümeyi sevenler ve uzun mesafeler yürüyebilenler için Kopenhag çok güzel bir şehir. Şehrin merkezi olarak Nyhavn (Yeni-liman;) bölgesini ya da belediye binasını baz alabilirsiniz. Buralar merkezli bir çember çizerseniz en uca 3km yürürüsünüz gibi düşünün. Biz toplu taşıma kullanmadık. Sabah evden çıkıp yürüyerek eve en uzak noktaya gittik gezerek. Akşam da scooter kiralayarak eve döndük. Biz artık müze vs. gezmektense daha fazla şehri keşfetme modunda takılıyoruz. Öyle olunca da benim önerilerim müze, katedral severleri üzebilir :) Şehrin önemli gezilecek noktaları oldukça bariz aslında. Herhangi bir seyahat sitesinde bulunabilecek bilgiler. Ben daha çok şehir tecrübelerimi aktarmak istedim. Bu nedenle gezilecek yerler kısmı 3 bölümde kısaca geçeceğim.

Olmazsa Olmazlar (Buraları gezmeden dönmeyin)

Nyhavn
En turistik bölge 17. yüzyıldan kalma bir liman bölgesi. Günümüzde yatların demirlediği, kanal turlarının başladığı, yeme içme ve turistik mekanların bulunduğu, rengarenk evleriyle capcanlı bir bölge.

Tivoli Gardens
1840’da kurulan bu tema park, Kopenhag'ın en önemli yerlerinden. Zamanında Walt Disney burayı ziyaret edip Disneyland'ler için ilham almış deniliyor. Hem ailecek gezilecek masal diyarı gibi bir park, hem de çocuklar ve yetişkinler için çeşitli ride'ları olan bir lunapark diyebiliriz. Sadece gezmek için giriş 130DKK. Ride'lar için sınırsız pass ile giriş 380DKK civarı. İçerde yemek yiyebileceğiniz, fiyatlarına göre katerogilenmiş restoranlar var. Ayrıca tek giriş bileti alıp, içeride beğendiğiniz ride'lara tek bilet de alabilirsiniz fakat böylesi daha pahalı olur tabi ki.

Bilgi: Biletinizi online alın ve girişte telefonunuzdan okutun. Yoksa ciddi sıra bekleyebilirsiniz. Ayrıca çanta ve valiz koymak için lockerlar var içeride. Günlüğü sanırım 30DKK civarıydı.





Christiania
1971 yılında, bu bölgede bulunan bazı terk edilmiş askeri kışlaları istila eden bir grup hippi, kendi kurallarını koyarak bağımsız yaşamaya başlamışlar. İddia'ya göre Danimarka yasaları burada işlemiyor. Hippi ruhunun ve komün yaşamın hakim olduğu bu yere girince zaten farklı insanları hemen görmeye başlıyorsunuz. Esrar ve diğer ürünlerin satıldığı bölgede fotoğraf çekmek yasak, zaten uyarıyorlar. Fakat bu bölge dışında fotoğraf çekebilirsiniz.



Kanal Turu
Hem şehrin belli başlı yerlerini ve hikayelerini öğrenmek, hem de mola verip güzel bir gezinti yapmak için kanal turunu pas geçmeyin derim. İki tane firma var. Bir tanesi Tivoli Gardens bileti ile birlikte bilet satan ve daha pahalı olan, diğeri de bizim kullandığımız ve aynı hizmeti sunan Netto firması. 1 saatlik kanal turu 8€ civarı.

Stroget Caddesi
Merkezde bulunan bu cadde, sağlı sollu mağazaların olduğu, her şehirde bulunan meşhur bir kapalı cadde. Zaten farkında bile olmadan burayı yürümüş olacaksınız :) Eğer gitmeyi düşünürseniz Lego Store da burada bulunuyor.

Kastellet Kalesi
Beşgen şeklinde bir hendek içerisine inşa edilen Kastellet, Avrupa’nın hala kullanılan en eski kalesi. Haritalardan baktığınızda şekli çok enteresan gelecek zaten. Çok güzel gezilecek yeşillik alanları ve manzarası var. Deniz kızı heykeline de yakın.



Church of Our Saviour
Kurtarıcı Kilisesi, Christiania bölgesinde bulunduğu için bu listeye ekledim. Gitmişken görebilirsiniz.

Gidilmesi Gerekenler (Üsttekiler bitecektir, 2. sıraya bunları ekleyin)

Deniz Kızı Heykeli ve Gefion Çeşmesi
Şehrin simgesi olan bu heykel, uzakta olması ve küçük olması sebebiyle çoğu turistte hayal kırıklığı yaratıyor baştan söyleyeyim. Andersen'in masallarındaki bir kahraman bu deniz kızı. Kanal turu ile hemen yanına kadar gidiyorsunuz bu arada.



Rundetaarn Gözlem Kulesi
İçerisinde merdiven yerine dönerek yukarı çıkan bir yol olan bir gözlem kulesi. Danimarka-Norveç krallarından IV. Christian’ın 1635 yılında yaptırdığı gözlem kulesi halen aynı işlevi görüyor. Çıkması zor fakat en tepede çok güzel bir şehir manzarası var. Biraz Galata Kulesi'ni andırıyor. Giriş 25DKK



Rosenborg Kalesi ve King’s Garden
Turlarla kraliyet mücevherlerini ve müzesini görebileceğiniz, Hollanda Rönesans sarayı. Kalenin hemen önünde, güzel bir peyzaja sahip King’s Garden var. Kral yürüyormuş bazen burada. Çok büyük ve güzel bir park. İnsanlar buraya gelip güneşleniyor, piknik yapıyorlar.



Amalienborg Sarayı
Danimarka kraliyet ailesinin halen içinde yaşadığı, şehir merkezindeki saray, 4 yapıdan oluşuyor. Ortada, Sophie Amalienborg’un yerine bu saray kompleksini inşa ettiren Kral IV. Frederik’in at üstünde heykeli bulunuyor.

Botanik Bahçesi
Rosenborg Kalesi'ne oldukça yakın olan bu bahçeye giriş ücretsiz. Sadece Palmiye Evi için girişte 60DKK vermeniz gerekiyor. Devasa büyük bir bahçe düşünün ve bu bahçedeki her bitkinin farklı bir coğrafyadan geldiğini ve üzerindeki etiketlerde bu bilgilerin olduğunu düşünün. Çok güzel dinlenmelik ve gezmelik bir yer.



Ücretsiz Yürüyüş Turları
Belediye binasının önünde bekleyen renkli şemsiyeli kişiler tur rehberleri. Bu rehberlerden birisinin yanına giderek 2 saatlik yürüyerek gezmeli şehir turuna katılabilirsiniz. Başlangıç saati 11:00. Tur sonunda zorunlu olmasa da 50DKK civarı bahşiş verilmesi gerekiyor.

Yeme İçme

Torvehallerne
Kopenhag'da sokak yemeği kültürü var ve burası da en önemli noktalardan birisi. Yan yana iki adet food hall bulunuyor ve insanlar gelip burada yemek yiyorlar. Özellikle mesai bitiş saatlerinde çok canlı. Sokak yemeği diye ucuz yiyecekler beklemeyin bu arada, fiyatlar Kopenhag standartlarında.



Broens Gadekøkken
Burası da street food yerlerinden fakat kanal kenarında ve tam gezinizin ortasında denk gelinebilecek bir noktada. 6-7 çeşit mutfaktan yiyecekler var. Piknik masalarına oturarak ya da kanal kenarındaki şezlonglara uzanarak yemek yiyebilirsiniz.



Meatpacking District
Şehrin batı bölgesinde bulunan, daha çok deniz ürünlü yemekler yiyebileceğiniz sokak yemeği ve restoranlar bölgesi.

DOP
Kopenhag'da sosisli sandviç de kısmen meşhur ve DOP da bu işi en iyi yapan yerlerden. Gözlem kulesinin hemen yanında bulunuyor. Uygun fiyatlı ve lezzetli bir alternatif olacaktır.

Hallernes ve Rita’s Smørrebrød - Aamanns
Biz gitmedik ama Smørrebrød yemek için bu iki yeri öneriyorlar.

Plase (Zamanınız varsa neden olmasın)

Christiansborg Sarayı
Danimarka Parlamentosu, Danimarka Başbakanı Ofisi ve Danimarka Yüksek Mahkemesi'nin merkezidir.

Danimarka Ulusal Müzesi
Tarih öncesi Pagan mistikleri döneminden, Orta Çağ dönemine ve günümüze değin geniş bir zaman dilimini kapsayan tarihi belge ve sanat eserlerini kapsıyor.

Ny Carlsberg Glyptotek
Calsberg, Kopenhag'a oldukça büyük katkıları olan bir kişilik. Bu müzeyi de kendisi kurmuş. Giriş normalde 120DKK fakat salı günleri ücretsiz. Biz salı günü gittik ve aşırı kalabalık da değildi. Sadece girişte biraz bekliyorsunuz. Akdeniz, Mezopotamya, Mısır uygarlıkları ve biraz da Danimarka tarihiyle ilgili eserler bulabilirsiniz. İçerisindeki kış bahçesi çok güzel.



Superkilen Park
Hemen hemen her Kopenhag gezi sitesinde resimlerini göreceğiniz bu park, çok kuzeyde olduğu için biz gitmedik. Yerde asimetrik çizgileri bulunan değişik mimarili bir park.

Assistens Mezarlığı
Kopenhaglıların, özellikle gençlerin vakit geçirmeyi bayağı sevdiği bir nokta. Burada çimlerde piknik yapıyor, koşuya çıkıyor, özellikle yaz döneminde bu mezarlıkta çimlere uzanıp kitap okumaktan hoşlanıyorlar.

Lego Store
Kopenhag, Lego’nun anavatanı. Dolayısıyla buraya gelmişken ufak bir hediyelik alınabilir.

Frederiksborg Castle
İskandinavya’daki en önemli ve en büyük Rönesans dönemi yapılarından. 1600’lerin başında Royal House olarak inşaa edilmiş. Çok güzel bir kale fakat şehrin çok dışında kaldığı için biz gidemedik.


Evet özetle Kopenhag bu şekildeydi. Biz bütçeden (özellikle yeme-içme) çok kısarak bu seyahati gerçekleştirdik. 2 kişi, Türkiye'den, vize ve uçak biletlerini de hesaba katarsanız 3-4 günlük bir seyahat için toplamda minimum 800-1000€ gibi bir bütçeyi gözden çıkarmanız gerekiyor. Eğer gitme imkanı bulabilirseniz kesinlikle pişman olmayacağınız, çok güzel seyahat anılarınız ve fotoğraflarınızın olacağı bir yer Kopenhag. İhtiyaç olabileceği için kendim için hazırladığım ve önemli yerleri içeren Google Maps linkini de aşağı bırakıyorum. İyi gezmeler;

https://www.google.com/maps/d/viewer?mid=1EaGKmcoVOd3s9CeUSLwaprvE4pwrntj5&ll=55.807891827125964%2C12.524082785546852&z=11



( kopenhag, danimarka, gezi, seyahat, kron, dkk, viking, kuzey, nyhavn, deniz kızı, rundetaarn, christiania, tivoli gardens, tivoli bahçeleri, stroget, superkilen, netto, dop, tier, voi, lime, scooter, carlsberg )