Bir çok kişinin bildiği gibi Justin Timberlake 26 Mayıs 2014 tarihinde dibimize kadar, İstanbul'a geldi. Bu konsere gitmemek tabi ki olmazdı. Lise zamanlarımın favorisi ve pop anlamında hala günümüzün en iyi sesine ve şovuna sahip Justin'i de gördük valla :)
Önce konser alanından bahsedeyim. İTÜ Stadyumu’na, hatta İTÜ’ye ilk defa gittim. Sıkı bir ODTÜ fanı olarak üniversite beni kendine hayran bıraktı diyebilirim. Yeniden okumak istedim :) Bileti en yakın tribünden aldım daha rahat izleyebilmek adına, iyi ki de öyle yapmışım. Sahadaki coşkuyu yaşadık diyebilirim. Üzerine ekstra olarak slow şarkılarda yerimize oturup dinlenme keyfi vardı. Kapılar 18:00’de açıldı ve biz hemen hemen 19:30 gibi üniversite civarlarındaydık. 10 dakikada içeri girdik, yerimiz belliydi oturduk. Konserin tamamını izledik, biraz yoğunluk içerisinde yaklaşık 20-30 dakika civarı bir sürede metroya ulaştık. Metroya binebildik, hatta oturarak gittik o derece. Konser bitişinden 1 saat sonra evdeydik. Sanırım biraz şans yanımızdaydı, keza bir çok kişi çıkıştaki sıkıntılardan ve metdonun bitmesinden şikayetçiydi. Bu kadar keyifli bir konser süreci geçirmedim diyebilirim. Her şey dört dörtlüktü. İzleyici kitlesi biraz problemliydi. Ergen sayısı, beklediğimin biraz üzerindeydi. Arada iğrenç çığlıklar falan oldu ama izlediğim yerde değil de saha içindeydi çoğunluğu çok şükür!
Ne yalan atayım, sahneyi ilk gördüğüm zaman biraz hayal kırıklığına uğradım. İşin içindeki JT olunca sanırım beklentiyi biraz yükselttim ama diğer konserlerinde kullandığı moving stage ve büyük ekranlar yoktu. Standart, siyah bezle kaplı ve çok büyük sayılmayacak bir stage ve iki yana konmuş ortalama büyüklüklerde ekranlar vardı. Tribünden izlediğim için biraz köşede kaldık, ama kaçırdığımız aşırı fazla birşey de olmadı. Ona rağmen sahnenin biraz daha geride ve daha geniş olarak kurulması iyi olabilirdi. Fakat o ekranlar üzerinde yapılan efektler gerçekten şahaneydi. Özellikle Suit&Tie’daki siyah beyaz ve retro havayı veren efektler tadından yenmedi. Ses de tribünlere oldukça temiz geldi. Özellikle Mirrors kapanışı, ses olarak yıktı geçti ortalığı.
Adam Justin arkadaş! 2 saat civarı sürdü konser ve adamın tek dinlendiği zaman slow şarkılarını söylerken oldu ve o zaman bile ya gitar çalıyordu ya DJ’lik yapıyordu ya da piyano çalıyordu. Ciddi büyük bir performans gösterdi. İnanılmaz bir tempoda sürekli şarkı söyledi, herkesi çoşturdu. Dansları vs. tam beklediğim gibiydi. Yıllar geçmesine rağmen hala çok formda. Hatta, yaptığı müziğin kalitesini de işin içine katarsak kariyerinin zirvesinde bir JT izledik diyebilirim. Konser, nedenini anlamadığım bir şekilde diğer konserlerinden yaklaşık 7-8 şarkı kısa sürdü fakat es geçtiği şarkılar özellikle yeni albümünden olduğu için çok da üzülmedim. Bu işlere konser esnasında karar verilir mi bilemem fakat seyircinin eşlik edemediği bir kaç ağır şarkı sonrası böyle bir karar da vermiş olabilir. Onun dışında samimiyeti orta seviyeydi. Seyirci ile etkileşim ise oldukça yüksekti. Bize de bol bol şarkı söyletti, eşlik ettirdi. Mikrofonla yaptığı şovlar, şapka hareketi, kıyafetler falan şahhaneydi. Özellikle arkasındaki ekiple olan etkileşimi, hem müzik hem de dans olarak üst düzeydi. Albüm konseri olmadı, hatta nostaljik oldu diyebilirim. Kendinisi sevmeye başladığımız şarkıları söyledi. Until The End Of Time’ı, tahmin ettiğim gibi Soma’daki madencilere adadı, iyi de yaptı. Şarkı esnasında tüm seyircilerin telefonların flashlarını yakıp eşlik etmesi ise harika bir görüntü oluşturdu. Ama özellikle beklediğim ve inanılmaz şovlarda söylediği Like I Love You ve Senorita harikaydı. Tartışmasız en sevdiğim şarkıdır Like I Love You. Klibinin bir benzerini orada da çekti diyebilirim. Sabah kadar söylese dinlerdim valla. Cry Me A River ile ortalığı salladı ve akustik What Goes Around kulakların pasını aldı. Adamı otur sabaha kadar dinle:) Suit&Tie ve Mirrors kapanışı, koreografi ve müzik olarak enfesti. Human Nature cover’ı da cuk oturmuş. Sıkı bir Michael Jackson fanatiği olarak Justin için King of Pop Jr. diyebilirim. Hatta belki ilerde tacı bile devralabilir. Bu nedenle ondan MJ şarkısı dinlemek de ayrı bir keyif oldu. Heartbreak Hotel cover’ı da 10 numaraydı. Sanırım konserle ilgili tek pişmanlığım paraya kıyıp Diamond Circle almamak oldu. Yerim çok rahattı fakat yapabileceğim herşeyi yapıp dibinden izleyebilirdim bu adamı, ona yanarım.
Özetle, Justin İstanbul’u salladı diyebiliriz. Kendi adıma bu kategoride izleyebileceğim top noktaydı kendisi ve kaçırsam çok üzülürdüm. Bir daha gelir mi, izleyebilir miyim bilemem fakat bu adam yüzünden artık bir çok kişiyi eskisi gibi keyifle dinleyip izleyemeyeceğim sanırım. Çıtayı inanılmaz yükseltmiş. The Tennesee Kids’le birlikte müziği ciddi bir seviye atlamış. Ergen müziği olayını zirvesinde bitirip tam olgun dönemine, R&B’yi ve biraz da Rock müziği katarak girmiş. İyi de yapmış. Türkiye de ya da başka bir yerde imkan olursa izlenmeden ölünmemesi gerek :)
( justin timberlake, istanbul, world tour, konser, itü stadyumu, 26 mayıs 2014, suit&tie, like i love you, mirrors )